HaberlerYazılıGayrimenkul Hukuku Enstitüsü YK üyesi Prof. Dr. Sedat Ayanoğlu, Yanan Ormanların Hukuksal Çerçevesini Yazdı

14/04/2022
https://www.aliyuksel-hilmiozalp.av.tr/wp-content/uploads/2022/07/yangin-300x300-1.png

Gayrimenkul Hukuku Enstitüsü Yönetim Kurulu Üyesi, Orman Fakültesi E. Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sedat Ayanoğlu ve Orman Hukuku Komisyonu açıkladı:

  1. Yanan yerler turizme tahsis edilebilir mi?
  2. Yanan ormanlar gerçek kişilere veya şirketlere ağaçlandırma maksadıyla tahsis edilebilir mi?
  3. Yanan ormanlar 6831 sayılı Orman Kanunun 2/A veya 2/B maddesine göre orman dışına çıkarılabilir mi?
  4. Bu alanlar badem veya ceviz ağaçlandırması için kiralanabilir mi?
  5. Yanan alanlar kötü niyetli kişiler tarafından çeşitli şekillerde işgal edilebilir mi?

CEVAPLAR

Yanan orman alanlarıyla ilgili olarak hem Anayasamızda hem Orman Kanununda emredici hükümler mevcuttur.

  1. Anayasamızın 169. Maddesi 1. Fıkrası gereğince yanan orman alanları derhal ağaçlandırılır. Buralarda tarım veya ormancılık yapılamaz.
  2. Orman Kanunun 2/A ve 2/B maddeleri de bu alanlarda hiçbir şekilde uygulanamaz.
  3. 6831 sayılı yasanın 57. Maddesi gereğince orman sınırları içinde yangın ve çeşitli nedenlerle meydana gelmiş açıklıklarda köy tüzel kişileri ile gerçek ve tüzel kişilere izin verilebilir. Bu şekilde oluşacak ormanlardan ağaçlandıran kişiler özel ormanlar için belirlenen hükümler çerçevesinde yararlanabilirler. Buralarda yapılaşma oldukça sıkı şartlara bağlanmıştır. Bu konudaki detaylar Ağaçlandırma Yönetmeliğinde düzenlemiştir.
  4. Yukarıda sözü edilen Yönetmelik badem, ceviz, tıbbi ve aromatik bitkilere de izin vermektedir.
  5. Bu alanlar orman rejimine tabi olduğundan 6831 sayılı yasanın yasakladığı fiilleri işleyenler Yasanın 91-115 maddelerinde yer alan cezai hükümlere göre cezalandırılırlar. Örneğin; Yasanın 14. Maddesine göre fidan veya ağaç kesmek, orman tohumlarını, tıbbi ve sınai hebatları toplayıp götürmek, dinamit veya zehirle avlanmak, toprak, kum ve çakıl çıkarmak yasaktır. Bu yasakların ihlali durumunda Yasanın 91. Md. Göre genel olarak 3 aydan – 5 yıla kadar hapis cezası uygulanması söz konusudur. Suçun motorlu araç veya gereçlerle işlenmesi durumunda ceza bir kat arttırılır. Yasanın 17. Md. Gereğince ormanlarda bina ve ağıl inşası, tarla açılması, ekilmesi ve orman içine yerleştirilmesi yasaktır. Bu yasakların çiğnenmesi durumunda Yasanın 93. Maddesine 6 aydan 2 yıla kadar hapis cezası uygulanır. İşgal ve faydalanma suçunun yeniden tarla açmak suretiyle veya yanmış orman sahalarında ya da kesinleşmiş orman kadastro sınırları içinde işlenmesi durumunda ceza bir kat arttırılır. 110. madde gereğince kasten orman yakanlar 10 yıldan az olmamak üzere hapis ve 10.000 güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır. Devletin güvenliğine karşı suç işlemek amacıyla kurulmuş bir örgütün faaliyeti çerçevesinde devlet ormanlarını yakan kişi müebbet hapis ve 20 bin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır. Bu suçun işlenmesi sonucunda ölüm veya yaralanma meydana gelmesi halinde ayrıca bu suçlardan dolayı cezaya hükmolunur. Görüldüğü gibi orman yakmak, ormanı açma ve işgal suçları için yasada ağır cezalar öngörülmüştür. Bu suçların takibi genel olarak orman memurları tarafından yapılır. Asıl görevliler orman muhafaza memurlarıdır. Bu memurlar yasada belirlenmiş silah ve üniforma ile teçhiz edilmişlerdir. Orman sınırları içinde Polis ve Jandarma yetkilerine sahiptir. Sınırlı hallerde silah kullanma yetkileri de vardır.
  6. 12.03.1982 tarihinde kabul edilen 2634 sayılı Turizmi Teşvik Kanunu bacasız sanayi olarak adlandırılan turizmin önünü açmak için turizm bölge, alan ve merkezi olarak belirlenen alanlardaki ormanların ilgili Bakanlığa tahsisine ve bu Bakanlık eliyle girişimcilere izin ve irtifak hakları tesisine imkân vermiştir. Uygulama bu şekilde devam ederken 7334 sayılı yasayla (d) bendi değiştirilerek turizm merkezi dışında kalsa bile ormanları Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile Kültür ve Turizm Bakanlığına tahsisine izin verilmiştir. Bu değişiklik sadece ormanlarla sınırlı kalmamış, diğer kamu kurumlarının elinde bulunan arazi ve tesisleri de kapsayacak şekilde genişletilmiştir. Turizmi teşvik çabaları her türlü takdiri hak etmektedir. Ancak bu alanların turizm potansiyeli, mevki ve büyüklüğünün tayini işinin asıl sorumlu ve yetkili Bakanlıklar devre dışı bırakılarak (Tarım ve Orman Bakanlığı, Maliye Bakanlığı, Kültür ve Turizm Bakanlığı gibi) sadece Cumhurbaşkanlığına bırakılması ne derecede doğrudur. Bu hususlar enine boyuna tartışılmak: ilgili üniversiteler, TMMOB, TEMA ve diğer sivil toplum örgütlerinin görüşleri alındıktan sonra düzenleme yapılmalıdır. 
Paylaş
Paylaş